Yorum : Mikdat Besni
Müthiş fotoğraf, müthiş yorum;
Bu fotoğrafın ve yazının ulaşabildiği her yerde okunması için yayınlıyoruz, emeği geçenlere teşekkür ederiz.
* * *
Halit Dokuzoğuz' un uzun süre önce paylaştığı bu fotoğrafı da unutamıyorum...Nasıl unuturum? Fotoğraftaki Efe'nin görkemli hali
hayalimden silinmiyor, Gül EMEKÇİ' nin sesi olup, Ömer Bedrettin Uşaklı' nın hislerini bana yaşatarak (https://www.youtube.com/watch?v=cfhqIbzI9Fg )"Eğilmez başın gibi, gökler bulutlu efem" diyor.
Bu şarkıyı mırıldanıyor beynim ve çok ötelerdeki zaman diliminde yaşamaya başlıyorum...
Kaşgarlı Mahmut' un Divan-ı Lügat-it Türk adlı eserindeki 'ağabey' oluyorum.
Ta 1071 e uzanıyor, Türkmenlerin Anadolu' yu yurt edinmek için verdiği mücadeleden başlıyor, Kurtuluş savaşı öncesi işgalci Yunan karakolunu basıp darmadağın eden Yörük Ali Efe ile yan yana savaşıyorum...
Gazi Mustafa Kemal' i baş efe Sarı Zeybek olarak seçip, savaşta nerede olmam istenirse oraya koşuyorum.
Destansı mücadelenin bir neferiyim, "Gönlünde vatan muhabbeti taşıyan her vatansever o günlerde bizim gibi düşünmüş, bizim gibi duymuş, ondan sonra da bizimle beraber olmuştur." (Yörük Ali Efe)
Egenin her bir yerinde her an bir ağacın arkasından çıkabiliriz. Ya da bir kayanın tepesinde görülüp, rüyaların kabusu olabiliriz.
Efelenmek gibi bir olgunun bizimle hiç ilgisi yok, edebinde yaşayan, doğa, arkadaş ve dost bağımlısı kişilik bizim şiarımızdır.
Her ne kadar efendiliği ve mütevazi bir yaşamı kendimize rehber edinmiş olsak da her zaman mazlumun umudu, zalimin eceli olarak beklenmedik yerde bitebiliriz.
Dağlarda gönlümüzce yaşar, haksızlığa başkaldırır, köylü-kentli mazlumun imdadı oluruz.
Belki bu saydıklarımızı bilmezsiniz harmandalını bilirsiniz, zeybek oyunundan keyif alarak bizi seyredersiniz ama;
Oyunlarda karlı dağların boranını yaşamamız, adaletsizliğe uğrayanların kolu-kanadı olduğumuz içindir.
Azametimiz, zirveleri atlarımızın toynakları altında ezdiğimizden gelir.
Bizim yere her diz vuruşumuzda, düşman deprem oldu sanarak sarsılır.
Zalimlerin ezilmesi gereken sinekten farkı olmadığı için, yerdekini un ufak edecekmiş gibi kalkar ayağımız...
Bakışlarımızın hançer gibi olmasının sebebi ise, düşmanın izini sürmek içindir.
O yukarıda Osmanlı Tokadı gibi duran el, bu milletin düşmanlarına inecek şamardan başka bir şey değildir.
Biz Efe' yiz, Zeybek' iz...
...
Sevgili Halit fotoğrafıyla bana büyük heyecan yaşattı, Yörük Ali Efenin haşmetini hissettirdi.
Oyuncu sanki bu büyük vatanseveri oynuyor. Efeliğin aslında efendilik olmasına karşın, işgalcileri un ufak eden bir hali var.
Bakışlar, o müthiş bakışlar... Bir kılıç gibi saplanmış düşmanın böğrüne...
Ayaklar ise zulümkârı almış altına, onu bir sinek gibi eziyor...
Zalimlerin karşısına mazlumların aşılmaz kalesi olarak dikilen efeyi, ben bu fotoğrafta görüyorum. Eminim ki daha fazlasını görenimiz çıkacaktır.
İliklerine kadar Efelik karakterine bürünerek folklorun oynandığını görüyor ve sanatçıları kutluyoruz.
Ancak böylesi duyguları hissettirecek şekilde fotoğraflamak kesinlikle kolay iş değildir.
Halit Dokuzoğuz öyle bir kompozisyon, çekim açısı ve zamanlaması yakalamış ki, ortaya bir başyapıt çıkarmış.
Cesaret, güç ve gururun bileşkesi bu fotoğrafa işlenmiş.
Kahramanlık meydan okurcasına bir dil ile bu fotoğrafta hayat bulmuş.
Tebriklerimi iletiyorum...
Not : Sizlerde Aydın ve Efeler ile ilgili fotoğraflarınızı, yazılarınızı bizlere gönderebilirsiniz.
İletişim adresimiz : aydindogumluyuz@gmail.com
Facebook Sayfamız : "EFE TORUNUYUZ, AYDIN DOĞUMLUYUZ..."
Tweet |
-Sizlerinde mutlaka Efelerimiz için söyleyecekleri vardır. Bunları bizimle paylaşırsanız memnun oluruz.
-Facebook dışında yorum yapmak isteyenler alt bölümdeki yorum alanına YORUMLAMA BİÇİNİNİ ANONİM seçerek üye olmadan yorum bırakabilirler