Nazilli'deki değişimi anlatan yazım nedeniyle çok sayıda telefon aldım.
Özellikle Nazilli'nin tarihiyle hatırlanması, hatırlatılması, pek çok hemşehrimi mutlu etmiş.
Onlardan biri de Yurdal Yavaşoğlu...
İzmir'de yaşayan hemşehrim Yurdal Bey, 76 yaşında.
Efelerin efesi Demirci Mehmet Efe ve Yörük Ali Efe'yi tanımış, onların anılarıyla büyümüş.
Yurdal Bey, babasının Uzun Çarşı'daki manifaturacı dükkanına konuk olan iki efe ile ilgili anılarını anlatıyor:
<!-more->
"Yörük Ali Efe'nin ayağı kesikti. İki hamalı vardı. Biri sırtına alır, öteki Efe'yi koltuğa oturturdu. Yörük Ali Efe, her perşembe günü babamın dükkanına gelir, kahvesini içerdi. Uzun uzun sohbetler ederlerdi. Ben de kulak kabartırdım. Savaşta yaşadıklarını anlatırken, adeta o günleri tekrar yaşardı. Beni yanına çağırır, derslerimi sorardı. 'Baban gibi efendi ol, çalış ol' diye nasihat ederdi."
Demirci Mehmet Efe ile ilgili hatıralarını da şöyle anlatıyor Yurdal Bey:
"Demirci Mehmet Efe, perşembe dışında, haftanın bir günü dükkanımıza misafir olurdu. Çünkü Yörük Ali Efe ile karşılaşmak istemezdi. Bizim mağazadan alışverişini yapar, efelik günlerini yad ederdi. Babamın vefatına (1957) kadar görüştük. Çok mert, çok sevilen, sayılan biriydi. İki efe de toriterdi, sert adamlardı."
***
Bu anı da, Nazilli'ye polis olarak gelmiş, bu kente aşık olmuş, tarihini karıştırıp 4 ciltlik "Demirci Mehmet Efe" adlı kitabını yazan, tarih yazarı İbrahim Kiraz'dan...
......
Milli mücadelede sadece Ege'yi değil, yurdun pek çok yerini kızanlarıyla birlikte savunmayı görev bilen Demirci Mehmet Efe, zamanı geldiğinde kenara çekilmeyi de bilmiştir.
Ulu Önder Atatürk, Nazilli ziyaretinde, Demirci Mehmet Efe ve kızanlarıyla buluşur, Milli Mücadele'ye katkılarından dolayı onları kutlar.
Atatürk, Efe'ye maaş bağlamak istediğini söyler:
"Vatanın kurtarılmasında çok emeğin geçti Efem, bu maaş senin hakkındır."
Demirci Mehmet Efe, bir anda parlar.
Atatürk, büyük öfke karşısında şaşkınlık içindedir.
"Sarı Kemal Sarı Kemal!" diye bağırır Demirci Efe:
"Biz bu vatanı, maaş alalım diye kurtarmadık. Eğer devletimizin parası varsa, Nazilli'ye bir fabrika açın, insanlar çalışıp ekmek yesin, ülke ekonomisi kalkınsın."
Atatürk, bu sözler karşısında çok duygulanır.
Ankara'ya döner dönmez, 11 Temmuz 1933'te, Sümerbank Kanunu'nu çıkartır, talimat verir, Nazilli Basma Fabrikası'nın temeli atılır.
9 Ekim 1937'de fabrikanın kurdelesini kesen Atatürk, Demirci Mehmet Efe'ye, fikir babalığından dolayı defalarca teşekkür eder.
Demirci Mehmet Efe sayesinde on binlerce insan, 66 yıl boyunca o fabrikanın ekmeğini yedi.
Gerçi hızla ilerleyen teknolojik gelişmeye ayak uyduramayan Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, adına türkülerin yakıldığı o tarihi basmayı üretemez oldu, kapandı gitti.
Geriye Mustafa Kemal Atatürk ve Demirci Mehmet Efe'nin anıları kaldı.