Psikolog Barış SAMANCI'nın Karne Uyarısı makalesi...
Kuşadası'nda faaliyetlerini sürdüren Barış SAMANCI'dan farklı konularda yazı ve makaleler yayınlamaya devam edeceğiz...
OKUL BAŞARISI ’ndan HAYAT BAŞARISI’na
Okulların kapanmasıyla beraber, öğrencilerin performansları değerlendirilir. Bu değerlendirme çoğunlukla akademik başarı ve başarısızlık boyutlarında algılanmaktadır ve bu algının somut ifadesi olan karne öğrencilere verilir. Karne çocuk için önemli bir kavramdır, aile içinde en az çocuk kadar önemlidir. Ancak çocuk yada ergen için daha önemlidir çünkü karnede değerlendirilen kişi kendisidir ve sonuçlarından en çok o etkilenmiştir yada etkilenecektir. Ve bu etki bireyin belki de hayat başarısına olumlu veya olumsuz katkıda bulunacaktır.
Ebeveynlere “Okuldan ne bekliyorsunuz, okulun çocuğunuza kazandırmasını beklediğiniz özellikler nelerdir? sorusunu sorduğumuzda çoğunlukla aldığımız cevaplar; iyi bir birey olması, kendine güvenmesi, çevresine, ailesine saygılı ve sorumlu bir insan olması, gibi cevaplar ilk sıraları alırken akademik başarı daha sonlarda ifade edilmektedir. Oysa öğrencilere bugün dağıtılan karneler ise bu cevaplar dahilinde değerlendirilmemektedir. Aslında karnelerde davranış notları da yer almasına rağmen ebeveynlerin dikkat ettiği noktalar, ders isimlerinin karşısındaki kutucuklarda yer alan rakamlardır.
Çünkü aslında ebeveynlerde bilmektedir ki; her ne kadar çocuklarının özgüveni yerinde olan, ne istediğini bilen sorumluluk sahibi, saygılı, kendini iyi ifade edebilen bireyler olmalarını istediklerini ifade etseler de, harflerin farklı kombinasyonlarla yan yana getirilmesinden daha öteye gidemeyen öğrenci değerlendirme sisteminde (LGS, SBS, ÖSS vb.) istedikleri bu özelliklerin bir anlamı yoktur. Çünkü SBS de bireyin ne kadar yardım sever olduğu veya yaşadığı ülke için neler düşündüğü ve ne yaptığı önemli değildir, önemli olan seçenekler arasından problemin doğru cevabı olan seçeneği işaretleyebilmesidir.
Acaba hayat başarısı da bize sunulan seçenekler arasından doğru olanı seçmek midir? diye düşünüyor insan. Ve okullarımız, eğitim sistemimiz bize hayatta karşı karşıya kaldığımız seçenekler arasından doğru olanı seçme becerisi için gerekli yardımı ve eğitim programlarını uyguluyor mu? sorusu geliyor ardından. Bu soruya hemen hemen tüm ebeveynler ve eğitimciler hayır cevabını verirken ve bu düzeni, sistemi eleştirirken, değişimin bir parçası olamamanın, “sistem biziz” diyememenin verdiği bir savunma mekanizmasıyla; tüm sorumluluğu çocuk ve gençlere atıveriyoruz.
Belki de başkalarına atıverdiğimiz bu sorumluluklarımız nedeniyle hayat başarısında sınıfta kalan bir toplum olmaktan kurtulamıyoruz, beklide bu yüzden ÖSS derecesi yapmış gencecik insanlarımız veya üniversitede parlak bir kariyeri olan öğretim görevlilerimiz aniden hayatlarına son veriyorlar; sınavlarda doğru seçenekleri bularak geldikleri yerlerden hayat sınavında yanlış seçeneği seçerek ayrılıyorlar…
Sözü çok uzatmamak gerekirse, bugün tatil başlıyor ve karneler dağıtılıyor. İyi karneler olduğu kadar kötü karnelerde bu gerçeğin bir parçası olarak öğrencilerin ve ailelerin karşısına çıkıyor.
Kötü karneye sahip olan çocuk ve gençlerin ailelerine kötü karne sonucunda çocuğun ya da ergenin kendine güveninin zedelenebileceğini hatırlatıp. Bu durumla karşılaşan ebeveynlere;
• başarısızlığı yargılamak yerine yapıcı çözümler üretmelerini
• karnedeki başarısız notlara dayanarak çocuklarını katı bir dille suçlamamalarını, onları ,oyun ve tatil saatlerini ortadan kaldırarak ağır bir biçimde cezalandırmamalarını.
• zayıf notlar ve başarısızlık karşısında paniğe kapılmadan üzücü sonuçları yeniden yaşamamak için, mantıklı ve çocuklarıyla birlikte çözümler aramalılarını ve üretmelerini.
• başarısızlığa neden olan faktörleri ele alarak çocuğun dikkatini sorumluluklarına çekmelerini
• her çocuğun kendine özgü niteliklerle donanmış , ayrı bir birey olduğunu düşünerek , çocuğu diğer çocuklarla , arkadaşlarıyla , kuzenleriyle ve kardeşleriyle kıyaslama yoluna gitmemelerini hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
Sonuçta karne, çocuğun yeterliliğini gösteren bir şey olmaktan çok, çocuğun okulla ilgili sorumlulukları alıp almadığı, okul konusunda heveslendirilip heveslendirilmediği, arkadaş ve aile ilişkileri gibi birçok konuda ebeveynlere ipucu vermektedir. Bir bakıma karne de yer alan notlar dolaylı olarak aslında hepimizin notlarıdır. Ve bu ipuçlarını yakalamanın yollarından biriside, hayat başarısı içinde sıkça kullanmamız gereken bir enstrümandır; İletişim. Başarısız öğrencilerle yapılan bir araştırmada bu gerçeği desteklemektedir; okulda başarısızlık gösteren öğrencilerin %72si aileleriyle iyi bir iletişimlerinin olmadığını ifade etmişlerdir
Sınavlarda olduğu kadar, karnelerde notların yazıldığı kutucuklar kadar küçük ve basit olmayan hayatta da doğru seçenekleri bulabilmeniz dileğiyle.
Barış Samancı
Psikolog